İşte Cevaplar
Cevap :
Diğer Cevaplara Gözat
Meyus-u dilhun, Farsça kökenli bir deyimdir ve "kalbi kan ağlayan, çok üzgün kimse" anlamına gelir. Bu deyim, derin bir keder, hüzün ve umutsuzluk duygularını ifade etmek için kullanılır.
Deyimin kökeni:
- Meyus: Farsça "umutsuz" anlamına gelir.
- Dilhun: Farsça "kalp" ve "kan" kelimelerinden oluşur ve "kalbi kan ağlayan" anlamına gelir.
Kullanım örnekleri:
- "Ayrılıktan sonra meyus-u dilhun bir hale gelmişti."
- "Yoksulluk ve hastalık onu meyus-u dilhuna düşürmüştü."
- "Savaşın yıkıcı etkileri yüzünden insanlar meyus-u dilhuna dönmüştü."
Deyimin benzerleri:
- Kalbi kırık: Bu deyim de derin bir üzüntü ve keder duygusunu ifade etmek için kullanılır.
- Yıkılmış: Bu deyim de umutsuzluk ve çaresizlik duygularını ifade etmek için kullanılır.
- Perişan: Bu deyim de bitkinlik, tükenmişlik ve umutsuzluk duygularını ifade etmek için kullanılır.
Meyus-u dilhun deyimi, edebiyatta ve günlük hayatta yaygın olarak kullanılan bir deyimdir. Bu deyim, derin bir üzüntü ve keder duygusunu güçlü bir şekilde ifade etmek için kullanılır.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : "Meyus-u dilhun" ifadesi, Osmanlıca kökenli bir ifadedir. "Meyus" kelimesi "umutsuz" veya "karamsar" anlamına gelirken, "dilhun" kelimesi ise "kalbi yaralı", "içi kan ağlayan" veya "çok üzüntülü" anlamlarına gelir. Bu ifade genellikle edebi metinlerde veya şiirlerde kullanılan bir ifadedir. Özetlemek gerekirse, "meyus-u dilhun" ifadesi Osmanlıca kökenli bir ifadedir ve "umutsuz" veya "karamsar" anlamına gelirken, "kalbi yaralı", "içi kan ağlayan" veya "çok üzüntülü" anlamlarını taşır. Bu ifade genellikle edebi metinlerde veya şiirlerde kullanılır.
Cevap : "Meyus-u Dilhun" terimi, Farsça kökenli bir ifadedir ve Türkçe'de "dilin umutsuzluğu" veya "dilin ümitsizliği" şeklinde çevrilebilir. "Meyus" umutsuzluk anlamına gelirken, "dilhun" ise "dil" ve "hun" (memnun) kelimelerinin birleşimidir ve "memnun dil" veya "mutlu dil" şeklinde çevrilebilir. Dolayısıyla, "Meyus-u Dilhun" ifadesi, bir dilin umutsuzluğunu veya moralini ifade eder. Bu ifade genellikle edebi eserlerde veya şiirlerde kullanılır ve dilin duygu durumunu betimlemek için kullanılır.